Padişahın hastayı görmek üzere hekimi götürmesi 3 Can şimdi eteğimi çekiyor. Yusuf’un gömleğinden koku almış!” Yıllarca süren sohbet hakkı için o güzel hallerden tekrar bir hali söyle, anlat. Ki yer, gök gülsün sevinsin. Akıl, ruh ve göz de yüz derece daha fazla sevince, neşeye dalsın” diyor. “Beni külfete sokma, çünkü ben şimdi yokluktayım. Zihnim durakladı,“MESNEVİ’DEN SEÇMELER” yazısının devamını oku
Etiket arşivleri: Edebigünlüklerim
MESNEVİ’DEN SEÇMELER
Padişahın hastayı görmek üzere hekimi götürmesi Padişah, hastayı ve hastalığını anlatıp sonra onu hastanın yanına götürdü. Hekim, hastanın yüzünü görüp nabzını sayıp, idrarını muayene etti. Hastalığının arazını ve sebeplerini de dinledi. Dedi ki:” Öbür hekimlerin çeşitli tedavileri, tamir değil; büsbütün harap etmişler. Onlar, iç hallerinden haberdar değildirler. körlüklerinden hepsinin aklı dışarıda.” Hekim, hastalığı gördü, gizli“MESNEVİ’DEN SEÇMELER” yazısının devamını oku
DERTLİ
Asıl adı İbrahim olan şair, 1772 yılında Bolu ilinin Gerede ilçesinde günümüzde ilçe olan Reşadiye(Yeniçağa) beldesinin Şahnalar köyünde doğmuştur. Çocukluk yıllarını çiftçilik ve hayvancılıkla geçiren Dertli öğrenim görmemiştir. Dertli, mutlu ve varlıklı bir çocukluk evresinden sonra babasının vefatı, mirasın bölünmesi ve yalnızlıktan dolayı zor günler geçirmiştir. Bir de bunun üzerine beldesindeki Halil Ağa ile anlaşmazlığa“DERTLİ” yazısının devamını oku
MESNEVİ’DEN SEÇMELER
Padişahın, kendisine rüyada gösterilen veli ile görüşmesi Kollarını açıp onu kucakladı, aşk gibi gönlüne aldı, canının için çekti. Elini, alnını öpmeğe, oturduğu yeri, geldiği yolu sormaya başladı. Sora sora odanın başköşesine kadar çekti ve dedi ki:” Nihayet sabırla bir define buldum. Ey vuslatı, her sorunun cevabı! Senin yüzünden nişliğin anahtarıdır” sözünün manası, Ey vuslatı, her“MESNEVİ’DEN SEÇMELER” yazısının devamını oku
XVIII. YÜZYIL ÂŞIKLARI VE ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
Bu yüzyılın yetiştirdiği âşıklara bakılacak olursa önceki yüzyıllara kıyasla güçlü âşıklar bulunmamaktadır. Bu yüzyılın âşıkları geleneği zorla da olsa yürütmeye çalışmışlardır. Fakat yukarıda da söylendiği gibi VII.yüzyıll aşıklarıyla kıyaslanacak güçte bir âşığımız yoktur. Kaynakça:Açıköğretim kaynakları
XVIII.YÜZYIL ÂŞIKLARI VE ÖZELLİKLERİ
Bu yüzyılda divan şiiri alanında Şeyh Galip, Nedîm, Koca Ragıp Paşa, Esrar Dede, Nahifî, Veysî, Haşmetî, Seyid Vehbî, Fıtnat Hanım yetişmiştir. Tasavvufî Türk halk şiiri alanında ise Sezaî dikkatleri çekmektedir. Bu yüzyılda XVII. yüzyıl âşıkları gibi güçlü âşık yetişmemiştir. Bu yüzyılın âşıkları genellikle ordu şairi olup elimizde de fazla şiirleri bulunmamaktadır. XVIII. yüzyılın önemli temsilcileri“XVIII.YÜZYIL ÂŞIKLARI VE ÖZELLİKLERİ” yazısının devamını oku
ÖKSÜZ ÂŞIK
Öksüz Âli’nin asıl ismi Ali’dir. XVI. yüzyıl şairlerinden Öksüz Dede ile karıştırılan Öksüz Âşık bu sebepten dolayı daha geç tanınmıştır. Âşık Ömer’in Şairnâmesi’nde adı geçen şairin yazmış olduğu Tuna Nehri ile ilgili şiiri onun balkanlarda yaşadığını bir delil olarak göstermektedir. Öksüz Âşık’ın tespit edilen şiirlerinden hareketle dilinin sade, üslubunun ise samimi olduğu görülür. Şair yazmış“ÖKSÜZ ÂŞIK” yazısının devamını oku
KAYIKÇI KUL MUSTAFA
Kayıkçı Kul Mustafa’nın doğum ve ölüm tarihi bilinmemekle birlikte Murat Reis’in (1609) vefatı üzerine söylediği bir eserinden hareketle onun XVI. yüzyıl son çeyreğinde doğduğu söylenir. Birçok sefere katılan âşık bir ordu şairidir. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Kayıkçı Mustafa ve Kayıkçılar Mustafası’nda ard arda söz edilir. Birincinin Kayıkçı Kul Mustafa olabilme ihtimali yüksektir. Duru bir dile ve“KAYIKÇI KUL MUSTAFA” yazısının devamını oku
MESNEVİ’DEN SEÇMELER
“Gönlüm, gamınla hergün biraz daha sızlıyor, biraz daha inliyor… Sevgilim, merhametsiz kalbin, hergün benden biraz daha bıkıyor, gamından biz vazgeçtik;ama gamın bizden vazgeçmedi. Gerçekten gamın senden daha vefalı imiş.” Mevlânâ Celâleddîn-i Rumî
BENLİ ALİ
1664 yılında Fransızların Cezayir’e yaptıkları baskından bahseden eserinden hareket ettiğimizde onun yaşadığı yüzyıl tespit edilebilir. Sun’î’nin Tekerleme’sinde balıkçı olduğundan söz edilmesiyle birlikte, Hızrî’nin şairnâmesinde de adı geçmektedir. Kaynakça: Açıköğretim Kaynakları