Yozgat’ın köklü ailelerinden Keşşafzâdelere mensup olan Hüznî, 1879 yılında Yozgat’ta doğmuştur. Yozgatlı Hüznî, Nakşibendî tarikatında önemli isimlerden Mustafa Nakşî’nin soyundan olan Mehmet Derviş Efendi’nin oğludur.
Medrese eğitimi gören Hüznî, çeşitli sebeplerden dolayı eğitimini tamamlayamamış ve memuriyet hayatına atılmıştır. Arapça ve Farsçayı son derece iyi bilen Hüznî, imamlık yaparak geçimini sağlamıştır. Kısmen aruz , büyük ölçüde de hece ölçüsüyle kaleme aldığı şiirleri iki divan bir defterde toplanmıştır. Yazdığı şiirlerinde aileden gelen tasavvuf terbiyesi ile aldığı eğitimin tesirini görmek mümkündür.
”Kâşâne-i kalbim viran olmuştur
Ma’mur olsam da hoş olmasam da hoş
Safâ kemal buldu cefâ dolmuştur
Mesrûr olsam da hoş olmasam da hoş
El çektim cihandan zâhida tek tek
Acıyı tatlıyı tattım ey felek
Lütfun zulmün birdir nezdimde bî-şek
Menfûr olsam da hoş olmasam da hoş
Divâne meşrebim mest ü müdâmım
Vareste-i kayd-ı cihân âlâmım
Ben meykeşim zaten meftûn-ı câmım
Mahmur olsam da hoş olmasam da hoş
Hüznî bin gazeller eyledim inşâ
Geçti nev heveslik kalmadı sevdâ
Nîk ü bed-nâm nice bir oldu zirâ
Meşhur olsam da hoş olmasam da hoş”( Oğuz1990)
Kaynakça: Açıköğretim Kaynakları