
ÂŞIK BAĞDADİ
Bağdadi mahlasını almasından ötürü Bağdatlı olduğu tahmin edilir. Bağdadi şiirlerinde III.Selim’den saygıyla söz etmektedir.
ÂŞIK DERUNİ
Elimizde bulunan destanından hareket edecek olursak 1799 yılında hayatta olduğu söylenebilir.
ÂŞIK HALİL
3.Selim döneminde yaşayan âşık aslen Bursalı’dır. Hece ile yazdıklarının eserlerin yanında aruzla yazdığı eserleri de vardır. Ömrünün sonuna doğru yazdığı eserinde dini ve tasavvufi konular işlemiştir. Şairnamelerde Âşık Halil’den söz ediliyorsa da mahlaslar karıştığı için bunun hangisi olduğunu tespit etmek oldukça güçtür.
ÂŞIK NİGARİ
Fuad Köprülü, şairin Konyalı olabileceğinden söz eder. Bir destanında ise 1807 yılındaki bir isyanı işlemesinden dolayı XVIII. Yüzyılda yaşadığı tespit edilir. Destanında işlediği tasvire bakılacak olursa da Nigari’nin bu isyana katılmış olabileceği sonucunu çıkartmaktadır.
LEVNİ
Bu yüzyılın en önemli âşığıdır. Aslen Edirneli olan âşığın adı Abdülcelil Çelebi’dir. Şair, âşıklığın yanında minyatür ustalığı, ressamlığı ve hattatlığı ile dikkatleri üzerine çekmektedir.Atalarsözü Destanı ve Selanik-İstanbul yolculuğunu konu alan Tekerleme’si türünde ilk örnekler olması bakımından önemlidir. Edirne’den Istanbul’a göç eden LEVNİ 1733 yılında burada vefat etmiştir. Âşık Ömer’in de resmini yapmasına bakıldığında âşıklarla dostluk içerisinde olduğu görülür. Levni’nin mahlası renk dünyasına işaret eder. Hızri’nin şairnamesinde LEVNİ’den söz etmektedir.
TALİBİ
Talibi, XVIII. Yüzyıl ortalarına doğru Tokat ilinin Zile ilçesinde doğmuş ve 80 yaşlarında 1813 yılında doğduğu yerde vefat etmiştir. Turhal şeyhi Mustafa Efendi’nin halifesi olan Talibi’nin imparatorluğun başkenti İstanbul’da kabul görmesine bakılırsa, dönemin ünlü âşıkları arasında olduğu görülür. Zileli Fedai, Raşid, Es’ad Talibi’nin çıraklarıdır. Dini ve tasavvufi eserlerin yanında lirik eserlerde yazan Talibi, Gubari’nin şairnamesinde adı geçer.