XIX. yüzyıl, Türk edebiyatının batıya yöneldiği bir dönemdir. Bu dönemde Tanzimat’la birlikte batıya ait pek çok eser tercüme yoluyla ülkede yayımlanmaya başlamıştır.
Sosyal hayatında batılılaşmaya başladığı dönemde edebiyatta batılı formlar içinde şekillenmeye başlamış Dinî- Tasavvufî Türk edebiyatı ise varlığını korumaya devam etmiştir. Bu gelenek içerisinde yazılan eserler münferit ve müstakil olarak isimlendirilir. Münferitler: divanların içindeki tevhid, naat ve münacat gibi parçalar iken müstakiller ise velayetname, menakıpname, miracname, ramazanname gibi türler yazıya dökülmüştür. Bu dönemde yazılan eserlerde bir gerileme yaşansa da tasavvuf genel olarak Türk edebiyatını etkilemeye devam etmiştir. Bunun en önemli sebebi ise yaşam tarzının tam olarak değişmemiş olması bir de köklü bir tasavvuf geçmişinin olmasıdır.
Dönemin belli başlı mutasavvıfları; Kuddusî, İsmâil Safa, Turâbî, Mihrabî, Aynî Baba, Vasfı-i Melâmi, Dertli, Keçecizade İzzet Molla, Seyrâni, Şeyhü’l- İslam Arif Hikmet, Adile Sultan, Salih Baba, Bitlisli Müştak Baba yer alır.
Kaynakça: Açıköğretim Kaynakları
çok önemli bir konu ancak salt bilgiden öte sizin yorumlarınız bu yazıları daha da zenginleştir diye düşünmekteyim naçizane
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim düşüncenizi paylaştığınız için
BeğenBeğen