Aşık edebiyatı araştırmacıları âşık şiiriyle ilgili olarak iki kaynak göstermişlerdir.
Sözlü Kaynaklar
Sözlü kaynaklar, halk arasında ‘kaynak kişi‘ adını verdiğimiz insanlardan yapılan derlemelerdir. Bu derlemeler yaşayan âşıklardan yapılır. Bu aşıklarımıza söyledikleri eserleri kimden öğrenildiği sorulduğunda da kendilerinden daha yaşlı bir aşığın adını söylemektedirler. Âşıklar bu şiirleri çeşitli sebeple değiştirebildikleri gibi hatırlayamadıkları yerlere de eklemeler yapabilirler. Bu nedenden dolayı sözlü kaynaklara ihtiyatla yaklaşılması gerekir.
Yazılı Kaynaklar
Diğer edebiyat türlerinde olduğu gibi âşık şiirleriyle de ilgili yazılan yazılı kaynaklar da mevcuttur. Bunların bazılarını şu şekilde açıklayabiliriz:
Cönkler
Genel olarak aşağıdan yukarıya doğru açılan, halk arasında dana dili veya sığır dili olarak da bilinen, içerisinde âşık şiirinin yanı sıra az da olsa divan şiirlerinden de örneklerin bulunduğu önemli bir defterdir. Bunların yanı sıra cönklerde atasözü, mani ve bilmece gibi anonim ürünlerin yanında folklorun çeşitli alanlarından örneklere de rastlanır. Saz şairlerinin eserlerinin toplandığı cönklere, yazmalara ve defterlere de supara denilmektedir. Bazı cönkler ise günlük gibi de olabilir.
Gemi anlamına gelen ve içeriğinde çeşitli konuların yer aldığı defterlere de sefine adı verilir. M. Şakir Ülkütaşır bir makalesinde ”türkü, mâni, destan, koşma, atasözü, fıkra, hikâye, nefes, mersiye, ilâhi, dua, hutbe vs gibi millî, dinî(tasavvufî) şiir ve mensureleri ihtiva eden elyazması dergi(mecmua)lere cönk”denildiğini belirterek bu tür eserlerin içeriğini de kapsamlı bir biçimde vermiştir.(Ülkütaşır 1967:905). Saim Sakaoğlu da cönkler için ”Türk kültürünün tapusudur; bize ait kültürün atalarımız tarafından adımıza tescil edilmiş belgeleridir” (Sakaoğlu 1987: 220) diyerek, konuyu kültürel açıdan değerlendirir.
Cönklerin Özellikleri
- Arap alfabeleriyle yazılmıştır.
- Cönkler, bazıları özel kağıtlara (alikurna, abâdi) olmak üzere en çok kullanılan yazı türleriyle kaleme alınır.
- Cönkleri kaleme alan kişilerin bazılarında kültür ve eğitim seviyeleri düşük olduğundan yazım imlası hatalıdır.
- Cönkleri yazmada belirli bir ölçü yoktur. Bu eserlerin hazırlanması sırasında cönkü yazanın kişinin zevkine ve elinde bulunan kağıdın boyutları ölçü olarak alınır.
- Cönklerde bir konu sınıflaması bulunmamaktadır.
- Şiir türleri veya şekillerinin başına türkü, koşma, ilahi, şarkı, destan, gazel, beyit müseddes gibi kavramlar yazılmaktadır. Zaman zaman da konu başlıkları ile şiirin içeriği birbirini tutmayabilir.
- Cönklerimiz genel olarak besmele ile başlar ve ”temmet”(tamamlandı) ifadesiyle son bulmaktadır.
Tezkireler
Divan şairlerinin sanatları ve eserlerinden söz eden tezkirelerde biraz da olsa âşıklardan söz edilebilir.
Seyahatnâmeler
Çok zengin bir kültür derlemesi olan Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme adlı eserinde divan şairlerinin yanı sıra âşıklardan da söz edilebilmektedir. Fakat bu eserlerde bazen bilgi yanlışlıklarıyla karşılanabilir.
Menakıbnâmeler
Bu eserler daha çok dinî-tasavvufî Türk halk şairleri için iyi bir kaynaktır. Bugün başta Yunus Emre olmak üzere Sarı Saltık, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli gibi şairlerin gerçek hayatlarından daha çok menkıbevi hayatları ön plana çıkmaktadır. Bu gibi şairlerimizle ilgili bilgiler menakıbnamelerde bulunabilir.
Dîvânü Lügâti’t- Türk
İlk derleme eserimiz olan Dîvânü Lügâti’t -Türk, ilk şairlerimizden Çuçu’nun adına yer vermesinin ötesinde, içerdiği bir bölümü aruz vezniyle yazılmış olup iki yüzün üzerindeki manzumeyle (beyit ve dörtlük şeklinde) Türk şiiri araştırmacılarının ilk başvuracakları kaynaklar arasındadır.
Kaynakça: Açıköğretim Kaynakları