DADALOĞLU

Dadaloğlu, Oğuzların 24 boyundan biri olan Avşar boyuna mensuptur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte araştırmacıların genelinin tahminine göre 1785 yılında doğmuştur.

Halbuki Dadaloğlu için söylenebilecek en uygun doğum tarihi XVIII. yüzyılın son çeyreği olmakla beraber asıl adı da Veli’dir. Sonraları ise Dadal, Dadalı, Âşık Dadal, Dadanoğlu ve Dadaloğlu gibi mahlasları kullanmıştır. Bu isimler arasında ise Dadaloğlu öne çıkmıştır. Eğitim durumu hakkında fazla bilgi olmamasına karşılık babasının şair olması onun eğitimli olma ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bununla beraber şairin eserleri göz önünde bulundurulduğunda öğrenim görmediği düşüncesi de kuvvetlenmektedir. Eğitim konusunda Saim Sakaoğlu;”Kısacası o, şanslı bir göçerin görebileceği bir eğitimi, yani büyüklerinden elde edilebilecek bir eğitim görmüştür.”

Dadaloğlu, göçebe Avşarlar arasında yetişmiş ve onların sözcüsü olmuş bir âşıktır. Şairin bugün elde bulunan 130’a yakın şiirinin tamamı hece ölçüsüyledir. Bunların çoğunluğu Avşarlardan yapılan derlemelerle ortaya çıkmıştır. Çok az bir kısmı da yazılı kaynaklarda(cönk) tespit edilmiştir. Dadaloğlu’nda sanat endişesi pek görülmez. Şiirlerinde işlenen konu büyük ölçüde Avşar aşiretinin hayatıdır. Bu genel çerçeve içerisinde sevda yurt güzellemeleri, göçer hayatı, vb ön plandadır. Avşarların hayatında at ve güzel bir tutulur. Atlar arasında en değer verileni ise kırattır. Dadaloğlu, kıratın yanında Avşar güzellerini de şiirlerin de işler. Dadaloğlu’nun eserlerinde atasözleri, deyim ve vecize değerindeki sözlerin ayrı bir yeri vardır.

Dadaloğlu’nun eserleri arasında karşılıklı konuşma havası içinde söylenenler de vardır. Bu şiirlerde Dadaloğlu ile Cerit Beyi konuşturulmaktadır. Şairin şiirleri teknik açıdan sağlamdır. Bu şairin gücünü, kelime dağarcığı ve ahenk unsurları oluşturur. Dadaloğlu’nun şiirleri bölgenin diğer âşıkları Karaca Oğlan ve Cingözoğlu Seyit Osman’la karıştırılmıştır. Dadaloğlu, Hurşit ile Mahı Mihri hikayesi’ni anlattığı için, bu hikaye onun tasnifi gibi değerlendirilir. Fakat bunun gerçeklik payı yoktur. Ayrıca Dadaloğlu’na mal edilen türkülerin hikayesi de (Gavur Kızı, Kral Kızı, Emmi Kızı, İsa Güzeli, Avşarların Tecirli ve Ceritlerle kavgası, Dadalı Bey, Avşarların Cadıoğlu’nun Askerleriyle kavgası) zaman zaman halk hikayesi olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu parçalar hikâyeli türkünün örnekleridir.

Dadaloğlu’nun eserleri üzerinde pek çok çalışma yapılmıştır. Bunlar arasında İsmail Görkem tarafından hazırlanan eser, profesörlük takdim tezi olup konuyla ilgili son önemli çalışmadır. Dadaloğlu’nun doğumu gibi ölümü de bilinmezlerle doludur. Sözlü kaynaklar onun ölüm yılını 1868 olarak verse de bu tarihte doğum tarihi gibi bir tahminden ibarettir. Bu nedenle onun ölüm tarihi, “19. yüzyılın ikinci yarısının ortalarına doğru olmalıdır.”denilebilir.

Edebigünlüklerim tarafından yayımlandı

Bu sayfayı yazarlarımızın hayatından kısaca bahsetmek ve onları taniyabilmek adına düzenlenmekte olup arada deneme yazıları da yayınlamak için kullanıyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: